Diğer insanlar ile aynı oranda toplum ile iletişim kurmasını belirli ölçülerde engelleyen uzun süreli fiziksel ve zihinsel rahatsızlıklara sahip kişiler engelli olarak tanımlanmaktadır. Özellikle son birkaç on yıllık dönemden beri, kooperatifler engelli kimselerin yaşam standartları üzerinde son derece olumlu gelişmeler sağlamıştır. Giderek artan sayıda engelli kişi, kooperatiflerce kendilerine sunulan temel hizmetler ve engelli kişiler için yaratılan istihdam fırsatları vasıtasıyla kendi hayatları ve geleceklerine dair karar vermeye, başka kişilere bağımlı olmaksızın yaşamaya ve toplumla paylaşımda bulunmaya başlamıştır. Dünya’da toplam nüfusun yaklaşık %15’ine tekabül eden yaklaşık bir milyar engelli insan bulunduğu tahmin edilmektedir. Bazı az gelişmiş ülkelerde engelli nüfusunun %90’ının, OECD ülkelerinde ise %70’inin işsiz olduğu hesaplanmaktadır. Maruz kaldıkları sosyal dışlamaya rağmen günümüzde engelliler toplum içerisinde daha aktif olmaya başlamışlardır.
Bu gelişmelerin önemli bir kaynağı uluslararası kuruluşlar ve hükümetler tarafından engellilerin toplum ile bütünleşmesinin önündeki bariyerlere karşı geliştirilen politikalardır. UÇÖ 168 sayılı tavsiyesinde, engelli kişilerin istihdam edilmesi ve diğer işçiler için uygulanan maaş standartlarına tabi tutulmaları için gerekli önlemlerin alınmasından bahsederken, araç olarak kooperatifleri özellikle belirtmektedir. Benzer şekilde Birleşmiş Milletler’in Engelli Hakları Konvensiyonu engellilere ilişkin, sosyal gelişme boyutunu da göz önünde tutarak kapsamlı bir koruma getirilmesini önerirken, kooperatifler tarafından engellilerin sürdürülebilir şekilde istihdam edilmesini, engellilerin yaşam standartlarının geliştirilmesi ve sosyal içerme için öncü bir adım olarak görmektedir. Bununla birlikte kooperatiflerin, gerek çalışma hayatında gerekse sosyal hayatta yer alma istekleri karşısında önlerinde çeşitli bariyerler ile karşılaşan engelliler için arz ettiği önem sıklıkla göz ardı edilmektedir. Oysa dünya çapında yaklaşık bir milyar üyesi bulunan ve neredeyse tüm ekonomik sektörlerde faaliyet gösteren kooperatifçilik hareketi içerisinde engelliler de bulunmaktadır. Kooperatif şeklindeki girişimler, engellilere, bir yandan ihtiyaçlarını karşılarken, diğer yandan esneklik, daha fazla seçenek ve kendi kararlarını verme fırsatı sunması yönüyle cazip gelmektedir. Engelliler, ister halihazırda mevcut olan, herhangi bir alanda faaliyette bulunan bir kooperatife üye olsunlar, ister kendileri engellilere hizmet verecek yeni bir kooperatif kurusunlar, her şekilde eşit oy hakkı ile demokratik karar alma sürecine katılacaklardır. Bu husus kooperatiflerin sosyal içermeyi sağlayacak, engellilerin kendilerine güven kazanmasına yol açacak karakteristiğine işaret etmektedir (ILO, 2012).
Kooperatiflerin bugün dünya genelinde aralarında engellilerin de bulunduğu yaklaşık 100 milyon kişiye istihdam yarattığı hesaplanmaktadır. Dolayısıyla engelliler açısından kooperatiflerin işveren pozisyonunda olmaları önemlidir. Öte yandan kooperatifler, engellilerin ihtiyaç duydukları mal ve hizmetleri kooperatifçilik ilke ve değerlerine bağlı kalarak yerine getiren kuruluşlardır. Bu ilke ve değerler arasında eşitlik, ayrımcılık yapmama ve dayanışma ile eğitime, mesleki eğitime ve sosyal sorumluluğa yapılan atıflar engelliler için ayrı bir anlam taşımaktadır. Engelli kişiler kooperatifler aracılığı ile kuracakları işletmelerde kendilerine istihdam olanağı yaratabilirler. Bu konuda önemli bir alternatif engellilerin hem çalışan hem de ortak olacağı işçi kooperatifleri kurmalarıdır. Bu alternatif işletmenin ekonomik ve sosyal açıdan yararına olacağı kadar, engellilerin özel ihtiyaçlarına yönelik bir iş çevresi oluşturma açısından da büyük esneklik sağlayacaktır. Günümüzde Dünya çapında çok sayıda engelli işçi kooperatifi bulunmaktadır. Özellikle Doğu Avrupa’da pek çok tesis engelliler tarafından yönetilmekte ve işletilmektedir. Benzer şekilde, özellikle az gelişmiş ülkelerde, sanayi işçisi, esnaf ve el sanatı ile uğraşan engellilerin, bireysel yetenek ve kapasitelerinin üzerinde iş yapmak, yerel ve uluslararası pazarlarda satın alma ve pazarlama yapmak amacıyla kooperatifleştikleri görülmektedir. Bu kooperatifler pek çok farklı alanda faaliyette bulunmaktadır (ILO, 2012).
Kooperatiflerin engelli kişilere istihdam olanağı sunması yolu ile sosyal içermeye yaptıkları katkı, çok farklı kişi ve grupların bu kooperatiflere üye olma isteklerini de beraberinde getirmektedir. Engelliler, engelli aileleri, gönüllüler, engelli dernek ve vakıfları, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler, engellilere yönelik faaliyet gösteren kooperatifleri desteklemek, faaliyetlerine yardımcı olmak için üye olmaktadır. Kooperatiflerin bu çok paydaşlı yapısı, engellilere yönelik hizmetleri daha etkin kılmakta ve aynı zamanda başka toplumsal sorunların çözümüne da katkı vermektedir. Örnek vermek gerekirse, çok paydaşlı iş bulma kooperatifleri, engelliler için çalışma fırsatı yaratarak bireysel fayda sağlarken aynı zamanda sosyal bütünleşmeye yardımcı olma ve ayrımcılığı azaltma yönleri ile toplumsal fayda sağlamaktadır (ILO, 2012).