top of page

CICOPA tarafından sosyal kooperatifler ile ilgili ortak bir konsept geliştirmek için bazı standartlar tespit olunmuştur.

Sosyal kooperatifler temelde UKB ve 193 sayılı UÇÖ Tavsiyesinde belirtilen kooperatif tanımı, değerleri, yönetim ilkeleri gibi yaygın olarak kabul görmüş standartları paylaşırlar.

Sosyal kooperatiflerin en belirgin özelliği, birincil amaç olarak kendileri için açıkça kamu yararına yönelik bir görev tanımlamaları ile mal ve hizmetlerin üretiminde doğrudan kamu yararını hedeflemeleridir. Ürettikleri mal veya hizmetlerin türleri ne olursa olsun pek çok sosyal kooperatifin yerine getirdiği önemli bir fonksiyon olan iş edindirme, işçileri çalışma hayatına kazandırma, kamu yararına yönelik bir hizmet olarak kabul edilmelidir. Kamu yararının birincil amaç olarak görülmesi sosyal kooperatifleri diğer kooperatif türlerinden ayırmaktadır.

Sosyal kooperatifler ortak faydaya yönelik mal ve hizmet üretimi yolu ile doğrudan kamu yararı sağlarlar. Bununla birlikte, bağımsızlık ilkesine uygun olarak sosyal kooperatifler kamuya ait olmayan kuruluşlardır. Ayrıca kamu kuruluşlarından önemli ölçüde bağımsız olmalı ve kamu sektöründen aldıkları yardımın şekli ve miktarı, kamu otoriteleri ile yapacakları ortaklık anlaşmaları neticesinde üye olarak kabul edecekleri kamu kuruluşları ve onlara verecekleri temsil yetkilerinden bağımsız olarak belirlenmelidir. Sosyal kooperatiflerin sağlamış oldukları kamu yararı nedeni ile çoğunlukla devlet bütçesinden finanse ediliyor oluşu, kamuya ait olmayan, insanların serbest katılımı ile oluşturdukları sivil yapılarına halel getirmez. Ancak sosyal kooperatifler, temel amaçları doğrultusunda yürüttükleri faaliyetlerin finansmanında, düzenli devlet yardımlarına bel bağlamaktan kaçınmalıdırlar. Mali açıdan olduğu gibi idari açıdan da, sosyal kooperatifler kamu otoritelerinin yoğun etkisi ve kontrolleri altında kalmamalıdırlar. Bu amaçla, sosyal kooperatifin üyesi olan kamu kuruluşlarının oylamadaki güçleri, kooperatif üyesi vatandaşların ve özel hukuk tüzel kişilerinin altında olmalıdır.

Sosyal kooperatiflerin en belirgin özelliklerinden birisi de çok paydaşlı bir yönetim yapılarının oluşudur. Sosyal kooperatiflerin kamu yararı odaklı faaliyetlerde bulunmaları nedeni ile, işçiler, tüketiciler, yerel ve bölgesel kamu kuruluşları, vatandaşlar ve çeşitli tüzel kişiler gibi farklı tiplerde paydaşları bulunmaktadır. Çok paydaşlı yönetim yapısından kasıt, bu farklı tiplerdeki özel ve tüzel kişilerin aynı anda kooperatif üyesi olabilmeleri ve demokratik şekilde yönetebilmeleridir.

Sosyal kooperatif yönetimlerinin mümkün olan her kademesinde, kooperatif üyesi ve aynı zamanda çalışanı olan işçilerin temsil edilmesi önemlidir. Çalışma hayatının dışında kalmış kimseleri iş hayatına kazandırmayı amaç edinmiş olan kooperatiflerde üyelerinin en az % 51’inin kooperatifte istihdam edilmesi şarttır. Dezavantajlı kimseleri iş hayatına kazandırmayı amaç edinmiş olan kooperatifler açısından ise yönetimde bu işçilere yer vermek onların entegrasyonunu güçlendirecektir.

Üyelerin ekonomik katılımı ilkesi ile paralel olarak kooperatifler elde ettikleri karın bir kısmını, yapmış oldukları işlemler ile orantılı surette üyelerine dağıtabilirler. Ancak sosyal kooperatiflerde kar dağıtımı ya hiç yoktur ya da kısıtlıdır. Zira daha önce belirtildiği üzere sosyal kooperatiflerin hem üyeleri hem de bu üyelerin kooperatifle bağlantılı olarak yapmış oldukları işlemler çok çeşitlidir. Öte yandan sosyal kooperatiflerin kamu yararını hedefleyen yapıları göz önünde tutulduğunda, üyeler kar dağıtımından çok, kooperatif tarafından verilen hizmetin fiyatının azaltılması veya kalitesinin arttırılması seçeneklerinden daha fazla fayda sağlayabilirler. Sosyal kooperatiflerin hiç kar dağıtmaması ya da çok kısıtlı surette dağıtmaları, temel amacın kamu yararı olduğunun önemli bir göstergesi kabul edilebilir.

Tüm kamu kurum ve kuruluşları, sosyal kooperatifler ile ilgili olarak şu hususlara dikkat etmelilerdir:

  • Sosyal kooperatifler ile ilgili kurumsallaşma ve politika tasarım süreçleri paydaşların fikir ve görüşlerine dayalı olmalıdır.

  • Sosyal kooperatiflerin kamu yararına yönelik faaliyette bulunan işletmeler olduğunun, kamu otoriteleri tarafından kabul görmesi gereklidir.

  • Kamu otoriteleri tarafından sosyal kooperatifler ile ilgili yeni bir mevzuat düzenlemesi yapılırken, bu alanda çalışanların deneyim ve teknik bilgileri göz önünde tutulmalıdır.

  • Kamu otoriteleri özellikle kamu yararı, sosyal kapsama, bölgesel kalkınma, girişimciliğin geliştirilmesi gibi alanlardaki politikalarını hazırlarken, sosyal kooperatiflerin yukarıda belirttiğimiz karakteristik özelliklerini unutmamalıdır.

bottom of page